Kadınların Gözdesi “Hormonlu Spiraller”

 

Kadınların Gözdesi “Hormonlu Spiraller”

Hormonlu Spiraller: Doğum kontrolü tarihin ilk yıllarından bu yana çiftlerin sorunu olmuştur. Bu konudaki en eski ve en güvenilir yöntemlerden biri ise rahim içi araç diye tabir ettiğimiz spirallerdir. Yaklaşık 200 yıldır değişik cins ve şekillerde tıpta kullanılan spiraller, özellikle son 40–50 yıldır, tekrar doğum kontrol yöntemlerinin en önemli yardımcılarından biri haline gelmiştir. Rahim içine yabancı cisim yerleştirmenin geçici olarak kısırlığa yol açtığının çok eski asırlarda da bilinirmiş. Örneğin deve kervanlarında uzun sahra geçişlerinden önce taş biriktirilmiş ve bu taşlar yolda develerin rahimlerine konarak gebe kalmaları engellenirmiş. Türkiye’de Sağlık Bakanlığının denetiminde 1970’li yıllardan sonra yaygın bir spiral kampanyası başlatıldı. İlk yıllarda bakırsız ve hormonsuz olan spiral revaçtaydı.  Bu, daha sonra uzun kanamalar ve enfeksiyon yaptığı şüphesiyle günümüzde az kullanılır hale geldi. Uzun yıllardır artık bakırlı spiraller revaçta. Bunda, ‘T’ şeklinde ve yaklaşık 1,5 cm. boyutundaki aletin gövde kısmına ince bir bakır teli sarılmıştır. Bu telden de rahmin içine bakır salınır. Bakır, rahim zarında bebeğin yerleşmesini güçleştirmekte ve spermin de geçtiği bu ortamı bozmaktadır. Spiralin yine de nasıl gebelikten koruduğu konusunda tartışmalar sürmektedir. Günümüzde rahim içi araçları dediğimiz hormonlu spiraller artık çok daha yaygın kullanım alanı bulmaktadır. Türkiye’de doğum kontrolü yöntemlerine ilgi artmıştır ve RIA, Türk kadınları için popüler bir yöntemdir. Uygulamasının pratik olması ilgi çekmektedir. Doğum kontrol haplarının her gün alınmasının gerekmesi ve “hormonal” olması hap yerine IUD’nin daha gözde olmasına neden olmuştur. Rahim içi araçlarla ilgili en baştaki yanlış kanı bakırlı spirallerin alerji yaptığıdır. Bakıra alerjisi olup da bakırlı bilezik veya yüzük takamayan kadınların bunu kullanamayacağı yönünde bir yanlış anlama mevcuttur. Bu gerçekçi değildir. Bakırın rahim içinde salgılanması hiç bir zaman kan yoluyla kişiyi etkilememektedir. Bakırlı bir spiralin rahimde olması, kişinin ağzındaki dolgudan veya kulağındaki küpeden daha fazla kendisini rahatsız etmemektedir. Rahim içi araçlarda aracın kendisi, temiz olan rahmin içinde, ipi ise kirli diye kabul edilen vajina içinde olduğu için vajinadaki mikropların ip yoluyla rahmin içine geçmesi olasılığı vardır. Bu şekilde nadir de olsa rahim ve yumurtalık kanalı iltihapları olabilir. Ama bu halk arasında bazen çok abartılı olarak konuşulmakta ve bu yüzden kullanılmamaktadır. Bu doğru değildir. Özellikle Türkiye’de mazbut hayat yaşayan bir kadın veya ailede bu tarz olaylar hemen hemen hiç olamaz. RIA’ya bağlı iltihaplar genellikle sık cinsel partner değiştiren kadınlarda olmaktadır. RIA’nın kısırlık yaptığı da yanlış bir kanıdır. Bu bazen RIA’nın doğurabileceği iltihabi olayların yumurtalık kanallarını bozması yüzünden tıbbi çevrelerinde de tartışılmaktadır. Fakat bu konuda kesin hiçbir saptama yoktur. Dolayısıyla RIA, insanda kısırlık yapmaz. Bir şekilde RIA’nın kanser de yaptığı yönünde bilgiler yanlıştır. RIA’lar, özellikle bakırlı spiraller, adeti uzatabilir. Bazen düzensiz kanamalara yol açabilir. Bu da kadınlarda bu yönden bir tedirginliğe yol açar.RIA’nın kanser yapma olasılığı yoktur ve bu konuda herkes çok rahat olmalıdır. Tabii RIA’nın rahim içinde ilerleyip, delip karnın içine gitmesi ve başka yerlerde olması gibi bir korkudan dolayı da RIA’yı istemeyenler de mevcut. RIA’nın takılması esnasındaki dikkat, özen ve ültrason kullanımı, riskleri minimuma indirmektedir. Takılması esnasında hekim tarafından rahimin delinerek başka bir yere konulması riskini doğursa da bu, binde birin altında bir ihtimaldir. Dediğimiz gibi dikkatli ve özenli çalışmayla da bu hemen hemen hiç görülmez. Amerika’da bir zamanlar kullanılan RIA’nın özelliğinden dolayı iltihabi olaylarda artış olmuş ve bu yüzden RIA’lar bir süre üretimden kaldırılmıştır. Ama bu yıllarda kadınlar Kanada ve Meksika’ya gidip spirallerini orada taktırmışlardır. Toplumdaki bu baskıya dayanılamamış ve tekrar RIA’lara müsaade edilmiştir. Şu anda Amerika’da da bakırlı spiraller ve en son Hormonlu Spiraller kullanılmaktadır. Avrupa’da ise spiral hiçbir zaman yasaklanmamıştır ve hep kullanılmıştır. Bakırlı ve özellikle Hormonlu Spiraller Avrupa’da daha yaygındır. Bakırlı rahim içi araçlarda koruma rahime salgılanan bakırla olur. Bu tarz RIA’larda adet kanamalarının arttığı, şiddetlendiği ve uzadığı izlenmiştir. Yine bu RIA’larda iltihaplanma olayı hormonlu RIA’lara göre nispeten daha sık görülür. Son yıllarda spirallerin doğurduğu bu yoğun kanamayı önlemek ve spiral kullanımını daha da yaygınlaştırmak için ‘T’ spirallerin, inen koluna çok az miktarda hormon salgılayan bir kapsül takılarak “Hormonlu Spiral” yaratılmıştır. Salgılanan hormon, kadınlardaki doğal yumurtlama hormonunun benzeridir ve rahim zarındaki etkisi ile bebeğin gelişmesine engel bir ortam oluşturmaktadır. Ne var ki diğer RIA’lardan farklı olarak bu hormonal salgı, adet kanamasını anlamlı bir şekilde azaltmakta ve dolayısı ile diğer RIA’larda görülen şiddetli kanama ve ona bağlı kansızlığı engelleyebilmektedir. Bu azaltma öylesine etkindir ki şiddetli adet kanamaları, dolayısı ile rahim ameliyatı olmak zorunda kalan kişilere dahi tedavi amacı ile bu RIA’lar takılabilmektedir. İskandinav ülkelerinde 12 yıl önce başlayan bu RIA’lar, ülkemize de son 3–4 yıldır girmiştir. Hekim nezaretinde takılabilir ve 5 yıllık etki süresi vardır. 5 yıllık süre içinde özellikle 5’inci ve 6’ncı aydan sonra adet kanamaları azalmakta, RIA’ların doğurabileceği akıntı, daha az görülebilmekte ve özellikle yumurtalık kanallarının bağlanması kadar etkin olmaktadır. Bakırlı RIA’lara göre gebelikten koruma etkisi daha fazladır.   Hormonlu spiralin özelliği nedir? Hormonlu spiral, adından da anlaşılacağı gibi çok az miktarda hormon içermekle birlikte bunun vücuda bir hormonal bir etkisi yoktur. Bu spirallerde salgılanan yumurtlama hormonunun miktarı bir doğum kontrol hapının yaklaşık 700’de biridir ve bu şekilde genel bir hormonal etkiye rastlanmamaktadır. Hormon sadece rahim zarına salgılanmakta ve kana çok az bir kısmı geçmektedir. Son zamanlarda hormonlar ile ilgili, özellikle menopoz sonrası hormonlarla ilgili negatif yayınların doğurduğu genel hormonal korkunun bu RIA’larda etkisi yoktur. Çünkü değindiğimiz gibi salgılanan hormon bir doğum kontrol hapının 700’de biri kadardır. Kaldı ki bu salgılanan hormon rahim kanserini önleyen yumurtlama hormonu dediğimiz progesteron türevidir. Ancak bazı çok hassas kadınlarda bu çok düşük hormon miktarı bile şişkinlik ve gerginliğe neden olabilir. Bu RIA’nın doğum kontrol hapı alamayan veya bir çocuğu olduğu için her gün hap almaktan hoşlanmayan insanlarda yeni bir aile planlaması çığırı açtığı bir gerçektir. Aynı zamanda kanama şikâyeti olan hastalarda tedavi amacı ile takılabilmesi pek çok kişiyi myom veya rahim ameliyatlarından kurtarabilir. Aynı hormonun menopoz sonrasında da faydalı olduğunu bildiğimizden menopozdaki hormon tedavisinde de kullanabilme olanakları mevcuttur. Hormonlu RIA’larda ‘T’ şeklindeki spiralin gövdesinden çok düşük dozda bir hormon salgılanmakta ve bu hormon rahim zarını incelterek gebelikten korumaktadır. Bu incelme tamamen geçici bir şeydir ve spiral çıkarıldıktan 2–3 hafta sonra zar normale döner. Hatta kullananların yüzde 40–50’si hiç adet olmaz. Bu büyük bir rahatlık, kansızlığa karşı bir mücadeledir ve kişinin sosyal hayatını çok daha rahat geçirmesine yol açar. Adetin çok az olması veya hiç olmamasının menopozla ilgisi yoktur. Yumurtalıkların faaliyetleri aynen devam eder.Hormonlu Spiraller’in etkinliği hemen hemen tüp bağlama kadar yüksektir. Bakırlı spirallerde ise yüzde1–2 arası gebelik şansı olmaktadır. RIA’ları biz genellikle çocuğu olmuş annelere takıyoruz. Rahim daha büyük olduğu için RIA daha rahat kullanılabilir. Adeti şiddetli olan kadınlar uzun süredir spiral kullanamamaktaydı. Hormonlu Spiraller yüzünden bu insanlar da rahatlıkla spiral kullanabilmektedir. Hormonlu RIA’ların bakırlardan daha etkin olması, iltihaplanma yapmaması, adet kanamasını azaltıcı yönündeki etkisinden dolayı giderek yaygınlaşmakta ve kadınları ile doktorların ilk tercihi olma yönünde ilerlemektedir. Rahim içi araçlar bir kez takıldıktan sonra 5 yıl koruduğu için özellikle yoğun çalışan, her gün hap almaktan hoşlanmayan veya unutma riski yüksek, bunlara karşı yan etkilere duyarlı olan kişilerde özellikle tercih edilmelidir.   Prof. Dr. Teksen ÇAMLIBEL Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

If you want to hear from us, please write your email address and subscribe.
Telefon İle Arayın WhatsApp Communication Line