Polikistik Over Hastalığı

 

Polikistik Over Hastalığı

Polikistik Over Hastalığı, kadınlarda yumurtalıkların normal çalışması ve yumurtlamasını sağlayan ve beynin hipotalamus denilen bölgesinden salınan FSH ve LH hormonları vardır. Bu hormonlardan FSH yumurtalıktaki yumurtaların gelişimini sağlar, LH ise yumurtaların olgunlaşması ve çatlayarak gebe kalabilecek hale gelmesine yardımcı olur. Bu hormonlardan FSH daima LH’dan daha çok salınır. Bunun tersi olması durumunda yani LH’nin değerinin FSH’den yüksek olması durumunda ise yumurtalıklardaki yumurtalar çatlayamaz. Bu durumda yumurtalıktaki  yumurtalar çatlamadan birikir ve ultrasonla yumurtalara bakıldığı zaman onlarca küçük yumurtacıkların yumurtalığın içini doldurduğu izlenir. Bu duruma polikistik yumurtalık (poli=çok kist=içi sıvı dolu küçük kesecikler ki, bu durumda bunlar yumurtalar oluyor) denir. Doğuştan bu şekilde hormonal düzeni olan kız çocuklarının ergenlik çağında adetleri düzensiz olarak başlamaktadır. Bu çocuklar normalden biraz daha kilolu olabilmekte, ergenlik sivilcesi, ciltte yağlanma, saç dökülmesi gibi şikayetlere daha sık yakalanmaktadırlar. Bıyık ve sakal bölgesinde, göbek çevresinde ve göğüs etrafında daha çok tüylenme olabilmektedir. Bu durumların da sebebi yumurtalıkta çatlayamadan duran ve biriken yumurtacıkların beklerken salgıladıkları testosteron denilen erkeklik hormonudur. Bu hormon polikistik yumurtalığı olan hastalarda diğer kızlara nazaran daha çok salınmakta ve bu da vücutta erkeğimsi değişikliklere (tüylenme, sivilcelenme, saç dökülmesi gibi) yol açmaktadır. Bu çocukların, genç kızlık dönemlerinde adetleri düzenleyecek ilaç almaları, kilo almamaya dikkat etmeleri ve saç dökülmesini engellemek veya tüy çıkmasını engel olmak için bir takım özel doğum kontrol hapları almalarını öneririz. Aksi halde yüzde ve vücutta iz bırakan ve geriye dönüşü olmayan bozukluklar olabilir. Son yıllarda polikistik yumurtalık hastalığının şeker hastalığı ile aynı kromozomda taşındığı, yani bu iki hastalığın uzaktan da olsa birbiriyle ilintili olduğu ortaya çıkmıştır. Polikistik yumurtalığı olan hastalarda bu yüzden şeker hastalığı, kalp ve damar hastalığı, yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği gibi hastalıklara hayatları boyunca yakalanma şansları daha yüksektir. Aynı zamanda böyle hastaların ailelerinde de bu tarz hastalıklara daha sık rastlanır. Dolayısıyla Polikistik Over Hastalığı artık sadece kadınlarda hormonal sorun olarak değil, aynı zamanda onların hayatını da etkileyebilen bir iç hastalığı olarak da kabul edilebilir. Biz bu kişilerin yılda bir kez check-up’tan geçerek şeker, kolesterol gibi testleri yaptırmalarını özellikle istiyoruz. Bu hastalar evlilik çağına geldiği zaman ya da çocuk sahibi olmayı planladıkları zaman da yumurtalar muntazaman yumurtlayamadığı için ek tedavi gerekebilir. Bu durumda daha önce belirttiğimiz gibi şeker hastalığı ile de ilgisi olduğu için şeker hastalarına verilen ve şekeri düşüren bazı haplar, bu kişilerde adeti düzenleyebilmekte ve yumurtlamayı sağlayabilmektedir. Hastalar, bebek sahibi olmak için doktora başvurduğu zaman önce teşhisin konması gerekmektedir ki, bu yumurtalıklardaki özel görüntü, yüzde ve vücuttaki yağlanma, sivilcelenme gibi görüntüler ve kanda adetin üçüncü günü yapıldığında LH hormonunun FSH hormonundan daha yüksek çıkması ve bazen de kandaki testosteron denilen erkeklik hormonunun biraz yükselmesidir. Teşhis konduktan sonra şeker düşürücü haplara başlanır ve aynı zamanda çocuk sahibi olmak için yumurtanın çatlamasını sağlayan özel haplar verilir. Bu şekilde 3-4 ay içinde yumurtalama veya gebelik sağlanmazsa bazı iğneler verilebilir ve bu şekilde gebeliğe ulaşılmaya çalışılır.   Polikistik yumurtalığı olan hastalar ilaçlara bazen çok şiddetli şekilde cevap verebilirler ve hiperstümülasyon sendromu dediğimiz yumurtalığın aşırı büyümesi, karında su toplanması gibi bazen hayati olabilecek sıkıntılara yol açabilirler. Bunun için polikistik yumurtalığı olan kişilerin, çocuk sahibi olmak için yapılan tedavileri bu konudaki uzman hekimler tarafından yapılmalıdır.   Polikistik yumurtalığı olan kişilerde sadece yumurtayı çatlatmak tedavi olarak zor değil, bazen de çatlayan yumurtanın kalitesinde bir bozukluk söz konudur. Bu yüzden böyle çiftlere bazen tüp bebeğe kadar giden tedaviler uygulandığı zaman başarı şansları normal kişilere göre daha düşük olabilir. Çünkü yumurta kalitesi ve embryo kalitesi daha düşük olabilmektedir. Polikistik yumurtalığı olan kişilerde laparoskopik over  drillingi denilen yeni bir cerrahi yöntem de kullanılmaktadır. Bu yöntemle laparoskopi dediğimiz göbekten içeri küçük bir boru ile içeri girme işlemi yapılmakta, sonra yumurtalıkların içine değişik koter denilen cihazlarla ısı verilmekte, yumurtanın kabuğu değişik yerlerden delinerek yumurtalığın içine girilmekte ve burada koter ısısıyla tahribat yaratılmaktadır. Yumurtanın iç dokusundan da LH hormonu salgılandığı için bu tahribat kandaki LH hormonu seviyesini düşürebilmekte, bazen doğal yumurtlamaya ve adetlerin doğal olarak düzene girmesine yol açabilmektedir. Bazı yayınlar da bu ameliyatın polikistik yumurtalıklı hastalarda ilk yıl içinde %50’ye varan gebelik şansı yarattığını söylemektedirler. Polikistik Over Hastalığı gebe kaldıktan ve doğum yaptıktan sonra iki bebek arasında da adetlerini düzenleyebilmek için bir çeşit doğum kontrol hapı ile yaşamaları hem kendi cilt sağlıkları için hem de adetlerini düzenli olabilmeleri açısından gereklidir. Bu hastaların gebelikleri bittikten sonra da 40 yaşına kadar hatta sonrasına kadar adet düzenleyici ilaçlara ihtiyaçları olabilir. Çünkü polikistik yumurtalık hastalığı geçmemekte devam etmektedir.   Özellikle uzun süre tedavi edilmemiş, düzensiz adet gören polikistik hastalarında rahim zarı kanseri (rahim kanseri) daha sık görülmemektedir. Çünkü bu hastalarda yumurtlama olmamakta, yumurtlama olduktan sonra ortaya çıkan progesteron dediğimiz koruyucu hormon bulunmamakta, bu durumda rahim kanserine neden olan östrojen dediğimiz kadınlık hormonunun karşı dengesi olmadığı için meydan östrojene kalmakta ve bu da rahimde kanser olma ihtimalini yüksek  şekilde arttırmaktadır. Yine bu hastalar ileriki yıllarda da dahili yönden incelenmeli, kolesterol, yüksek tansiyon ve kalp-damar hastalıklarıyla ilgili kontrollerini olmalıdır. Yine bu kişilerin kız çocuklarında da polikistik over hastalığı olabileceği için onlarla ilgili tanılar, takipler ve tedavilere de bilinçli bir şekilde erken yaşta başlanmalıdır.   Toplumda %10 ile %20 arasında rastlanılan bir hastalık olmasından dolayı polikistik yumurtalık hastalığı artık her kadın-doğumcunun daha sık gördüğü, daha  kolay tanıdığı ve tedavi ettiği bir hastalık haline gelmiştir. Genç kızlarımızda özellikle ergenlik çağında düzensiz adetler ve ciltteki sivilceler, yağlanma, tüylenme gibi şikayetler olduğu zaman mutlaka kadın-doğum uzmanına başvurarak bu konuda kontrol edilmeli ve tedaviye başlamalıdırlar.   İnsanlar polikistik over hastalığı ile doğar ve bu hastalıkla ölürler. Dolayısıyla bütün hayat süresince bu hastalığın ergenlikte, bebek sahibi olmakta, menopoz öncesi ve sonrasında ve menopoz sonraki yaşantıda kadın-doğumcular  ve dahiliyeciler tarafından bir ekip halinde takip edilmeleri gereklidir. Bu takip ve tedaviler sonrasında da bu hastalar diğer insanlar gibi sağlıklı, güzel bir ömür sürebilirler.   Prof. Dr. Teksen Çamlıbel

If you want to hear from us, please write your email address and subscribe.
Telefon İle Arayın WhatsApp Communication Line